İstanbul da yaşayan Süryani Ortodoks toplumu, genelde Doğu ve Güneydoğu
kökenlidir. İstanbul’a yerleşmeleri başlangıçta zor olmuş ise de daha sonraları
bu zorlukları gitgide aşmışlardır. Çalışkanlıkları ve azimleri sayesinde kentin
hızlı dönen çarkına çabucak ayak uydurmuş, kısa sürelerde şehrin sosyal yaşamına
adapta olmuşlardır.
Süryaniler, hayat standartlarını yükseltmek, biri diğerinden
geri kalmamak için, geceli gündüzlü çalışmaktadırlar. Bu olgu onların ticari grafiklerini
yükseltmekte, gelir dağılımlarını müspet yönde etkilemektedir. Ekonomik durumları
iyi olmasına karşın orta ve dar gelirli aileleri de mevcuttur. Ancak oran itibarı
ile geliri yüksek olanlar çoğunluğu teşkil etmektedirler.
İstanbul’daki
Süryaniler, hemen hemen her meslek gurubunda faaliyet gösteren fertleri vardır.
Sırası ile ilk on sırada yer alan çalışma alanları Kuyumculuk, Dericilik, Serbest
Ticaret, Tekstil ve Konfeksiyon, Doktorluk, Sanayicilik, İnşaatçılık, Manifaturacılık,
Muhasebecilik ve eğitmenciliktir. Sıralamada görüldüğü gibi en çok faaliyet gösterilen
alan kuyumculuk ve dericiliktir.
İstanbul’da mukim Süryani toplumunun
nüfusu yaklaşık on beş bin civarındadır. Nüfusun en çok yoğunlaştığı semtler arasında
Yeşilköy, Bakırköy, Kadıköy, Şişli, Kurtuluş, Gedik Paşa, Koca Mustafa Paşa, Sefa
köy, Küçük Çekmece ve Avcılar gelir. Bundan yirmi yıl önce bu semtler çok daha fazla
yoğunluk arz ediyordu. Ekonomik şartların getirdiği iyileşmeler sayesinde daha farklı
semtlere kayışlar olduğu gözlenmektedir. Ve gitgide bu semtlerdeki yoğunluklar kaybolmaktadır.
Süryani Ortodoks Cemaati örf ve adetine, kültürüne, inancına bağlı bir toplumdur.
Birbirleri ile olan diyalogları kuvvetli, münasebet bağları sıkı örülmüştür. Bu
gelişmeleri sağlayan en büyük etken de hiç şüphesiz Kilise olmuştur. Süryani tarihine
göz atıldığında görüleceği gibi kilise hep belirleyici ve birleştirici unsur vazifesini
görmüştür. Zaten kilisenin dışında başka kurumları da yoktur.